15 Eylül 2012 Cumartesi

Ben yazarken terledim, siz okurken terlemeyin.

Doldum. İçimi kusmadan rahat edemeyeceğim.

Çok mutlu, çok güzel hayatlarımız var. Allah bin versin, bozmasın sağlığınızı sıhhatinizi.
Ama inanın 'Allah var'.
Şayet olmasa o büyük rahatlıklar içinde yaşayamazsınız.
Hani o inanılan kendiliğinden oluşan büyük denge var ya, o alır yutar sizi.
Alır sizi Selamsız'ın, Kerpiçhane'nin en ücra sokaklarına tıkar.
Kambo'da dağdan indirir sizi, Habur'da mayına bastırır.
Tüm bunları 'Tanrı öldü' diyen adam samimiyetimle söylüyorum size 'Allah var' şayet olmasa size o düşünmeye bile korkacağınız acılardan bir saniye olsa yaşatır o kendiliğinden süre gelen tek düzelik.
Sırf siz ona inanmadığınız için 'Allah var' ve iyi ki de var.

Oturduğumuz yerden ahkamlar kesiyoruz.
Dağda ki çobanla oyumuz bir mi olacak, Türkiye'nin yüzde 60'ı aptal...
Ulan sevgili arkadaşım;
Oturduğun mahallenden kaç kere dışarı çıktın demeyeceğim sana başka bir şey soracağım,
Mardin, Kayseri, Konya, Elazığ, Gaziantep, Şırnak, Edirne, Trabzon, Erzurum ya da benzeri akrabanın olmadığı, daha önce birinin sana göstermediği, sokaklarını bilmediğin, insanların gözüne içine korkmadan bakamayacağın bir yere gidip kaçının en izbe sokaklarından geçtin? Kaçının kahvesine oturup, orada ki insanlarla sohbet etmeye çalıştın?
Şayet bunları yapsan bilirdin ki ben değil Rize'de ki vatandaş yerine konuşayım, yan evimde yatan komşum için bile tek söz diyemem. Korkarım. Onun vebaline girmek can almaktan çok koyar adama.

Çok sevgili ekşi sözlük yazarlarından biri yazmış,
'Türkiye'nin ilk fantastik dizisini çekmeye çalışmışlar ama olmamış...'
E benim güzel arkadaşım, e benim canım hemşehrim, e ana baba evladı olan adem.
Tabii ki o dizi fantastik olmamış. Çünkü sen kendi gerçek dünyanda yaşarken iki sokak aşağında senin fantastik dediğin hayatı yaşayan insanlar var.

Bu ülkede o çok sevdiğin amerikan dizilerini malesef göremezsin çünkü biz daha kendi iş savaşımızı bitirmedik. Bizim Kızıl Derililerimiz, Yankeelerimiz, Zencilerimiz yok. Bizde Kürtler var, Ermeniler var, Aleviler var. Ve sen şimdi her ne kadar 'AHA YAKALADIM AYRIMCILIK YAPIYOR!' diye atlasan da çık sokağa bir bak bunlar var. Sen bunları ne kadar görmezsen ne kadar bilmezsen o kadar fantastik gelecek ülke, o kadar iki kutuplu.

Bu ülke de ya Akp'yi tutarsın ya Chp'yi tutarsın,
Ya Atatürkçü olursun ya Dinci,
Ya Milliyetçi olursun ya Kürt sempatizanı,
Bir de ne olursan ol onun ezildiği hakkında ağlarsın, yanarsın, celallenirsin.

Bu ülke en zor şey ortada olmak.
En zor şey insan olmak.

12 Eylül 2012 Çarşamba

Beynimi Saçtım Vol.3

Önceleri Kadıköy'e inersin. Reis gelir, Turist gelir, Reis'in Manitası gelir. Paşa gitmez, tabi Paşa gelmez de Paşalar hep aynı yerdir... Cismen olmasa bile ruhen öyledir ve doğal olarak en meşru müdafa şekli karşındakini değil kendini dövmektir. Çakırları sevmemem tamamen prensip gereğidir.

''biliyorum lir sızmıyor şakaklarımdan 
ve yüzümde şeyh çıldırtan yarıklar da yok
annem beni hep çok sevdi, kız gördüm mü ağlıyorum
modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum
ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
mıknatıssız bir pusula olarak''


İnsanın şuuru ateşi 40 civarına gelince daha bir yerine geliyor ya da pardon unuttum ben insan değilim... sadece ben de öyle oluyor. Kendine en yaklaştığın anlar hep miden ağrıyor. Seninle ya da sensin pek farklı değil. İşte öyle bir an da bazen aklına bir mısra takılır, bütün bir şiiri okursun, kelimesi kelimesine okursun ama bir yeri vardır ah dersin ben yazsam böyle olmazdı...


Takıntılı parçalara bayılıyorum ama en rahat yaptığım şey kabahati kendimde bulduran şeyleri seçip beğenmek. Gelecek yakın bir ilişkim var bana uzanınca her şeyi anlatıyor ama çekingenlik bu kendimi soramıyorum ama geçen gün ağzından kaçırdı 55'e yakın öleceğim.

Bugün 12 eylül. 11 demiştin geçti. He ben ölmedim yaşıyorum. Ben ve diyebilmek isterdim biz.