20 Temmuz 2014 Pazar

BELA

Bela

Önce söz vardı. Ne kulak duyar, ne göz işitirdi bu sözü. Dudaklar oynamazdı bu söz söylenirken, gerçeğin sırrı ile mühürlenmiş olurdu. Ancak ten hissedebilirdi bu sözü, o da şüpheli. İşte tam sırrın açığa çıktığı an başlardı BELA. Teklik, çiftliğe döndüğü anda, anlam denen anlamsızlığın gölgesi inerdi gerçeğe, aks kırılırdı. BELA, vazgeçmemekti gerçekten, doğrulamaktı.

Sözün anlamlandırılması her zaman mantıksızdı. Keza söz, bütün ve tekti. Anlamsa her daim ikilikler doğurmaya gebe. Gerçek, ikilik kabul etmezdi, zira tek bir insan, tek bir dünya, tek bir evren, tek bir tanrı, tek bir söz ve tek bir aşk vardı. Peki bu tek aşkını yaşayan Adem’in, aşkını gerçek kılan Havva’sı, gerçeği de bozan mıydı?

Ademlerin kaderleri hep üst üste biniyordu alemde. Birinin sözü, diğerinin yazısı. Tüm bunlardan habersiz bir Adem çıkmıştı bir keresinde sahneye:

‘BEN BU DÜNYADAN BİR KERE ŞANIM İLE GEÇECEĞİM. VE ŞAN, BÜYÜK ZAFERLER KAZANANLARA DEĞİL, YENİLMEYENLERE YAZILIR.’ demişti.

Yenilmedi Adem. Kazanmadı da. Adem, alemlere, alem, ademlere karıştı sadece. Söz kırıldı, yazı taşındı. Anlatılan tüm kıssalar da aynı sözü aradı, aynı sözü anlattı.

Söz ile ilk karşılaştığımda dünya durmuştu. Sıradan bir Pazar günü akşamıydı. Tüm anlamlarıyla bir 7. gündü. Hayatta parça parça olaylar görürsünüz. Kiminden bir koku, kiminden bir renk, kiminden sadece sessizlik kalır geriye. Bunların kocaman bir yapbozun minicik parçaları olduğunu ancak bir 7. günde anımsarsınız ve sonra sizde ademe yakışanı yapıp ilk kıssayı anlatırsınız:

‘BENİ SANA GETİREN YOL, ELBET BİR GÜN SENİ DE BANA GETİRİR.’’

İlk yarayı da burada alırsınız. Artık olmuş olanın, yolunu bağlamalısınızdır. Ben, bırakıp kaçtım. Yakalandığımı sezdiğim an, hayvansal bir iç güdü ile yaptım bunu. Yakalanmak için kaçtım.

Oysa evren de, sayılar gibi oldukça açıktır. Tek yapmamız gereken biraz uzaklaşıp, resmin bütününe bakabilmektir. Başka bir deyişle olasılıkları bitirmektir. İçimizde ki azizeleri ve totemleri yıkmaktır.
Mekanik bir tek düzelik ile yola koyulup, her akşam sıcak yatağa yatmaktır. Tek başladığınız yolu, tek bitirmektir. Oysa Adem'in aradığı şeyin sırrı hiyelde değil simyada gizlidir:

'MEKANİĞİN BİTTİĞİ YERDE, HİSSİYAT BAŞLAR.'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder